COVİD-19 SÜRECİ ÇOCUKLARA NASIL ANLATILMALI

tarafından Bedia Kalemzer Karaca
0 yorum

 

Dünya adına çok zor süreçlerden geçiyoruz. Bugüne kadar hiç yaşamadığımız bir durumla
karşı karşıyayız. Bu yazıda pandemi sürecinde çocuklara yaklaşım üzerine bilgi aktarımında
bulunacağım. Şu günlerde sadece okullar değil tüm dünya rutininde bir değişiklik var. Dünya olarak
yeni bir düzen kuruyoruz. Fiziksel olarak kendimizi izole etmemiz gerektiği bir süreçteyiz. Üstüne
üstlük bu sürecin ne zaman biteceğine dair net bir bilgimiz ve fikrimiz yok. Bu bilinmezlik hali doğal
olarak bizlerde kaygıya ve birçok faklı duyguya neden olmakta. Alışık olmadığımız bu durumda
yetişkinler hem kendilerine hem de çocuklara dair kaygılı bir süreci yönetmek durumundalar. Süreç
boyunca yetişkinlerinde çocuklarında kaygılı ve kafalarında birçok soru işaretine sahip olmaları çok
doğal.
Çocuklara bu süreç anlatılırken dikkat edilmesi gereken birkaç husus var. Bu hususlardan en
önemlilerinden biri süreç çocuğa anlatılırken çocuğun yaş özelliklerine çok dikkat edilmeli.
Unutulmamalı 0-18 yaş arasındaki her birey birer çocuktur. Diğer önemli detaylardan biri de bireyin
biricik olduğu ve biz uzmanların sizlere direk bir reçete veremeyeceği. Her çocuğun birbirinden farklı
olduğunu bilerek çocuklara yaklaşmalı ve süreci yönetmelerinde yanlarında olmalıyız.  Küçük çocuklarla
konuşurken öncelikle çok basit bir dil kullanılmalıdır. Çocuğa doğruyu söylemek gerekir. Bilgi arttıkça
kaygı azalır. Çocuklarla işbirliği yapmak için durum kafalarında netleştirilmeli. Bazı çocuklar daha
kaygılıdır bazı çocuklar daha rahattır. Çocukla iletişime geçildiği ilk andan itibaren çocuk iletişimden
hoşnut olup olmadığını jest mimikleri ile ortaya koyar, bizim burada çok iyi bir gözlemci olup
konuşmalarımızın çocuğu nasıl etkilediğine dikkat etmemiz gerekir. Çocuğu gözlemledikten sonra
çocuğu rahatlatacak çocuğun kaygısını azaltacak şekilde iletişime devam etek gerekir. Eğer çocuk
ilgilenmiyorsa temel bilgi verilip kenara çekilmelisiniz. Bazı çocuklar daha fazla bilmek ister ve soru
sorar. Bu durumda bakım veren çocuğu geçiştirmek ya da yaş grubunun dışında bilgilere maruz
bırakmadan çocuğa net ve açık bir bilgi vermelidir. Çocuğun sorusunun cevabı bilinmiyorsa
sorununun cevabını bilmediklerini ifade etmeli ve doğru kaynaklardan araştırarak çocuğa sorusunun
üzerinden çok fazla zaman geçmeden bir bilgilendirme yapılmalıdır.
Sosyal medya ve televizyon konusuna ise ayrıca dikkat edilmelidir. Çocuklar uzun süre
televizyona ve sosyal medyaya maruz bırakılmamalı ailelerinin gözetimlerinde yaş gruplarına uygun
yayınlara dahil olmalıdırlar. Televizyon haberleri özellikle küçük yaş grubu çocuklarının
izleyebileceğinin çok üzerinde yayınlar yapmaktadır. Kontrolsüzce çocuklar her bilgiye maruz kalabilir.
Bakım verenler (genelde anne baba) kendi aralarındaki iletişimi de çocuğun üstün yararını gözeterek sürdürmelidirler.
Söylemleri çocuklar üzerinde yoğun bir kaygıya neden olarak duygu durumlarını olumsuz etkileyebilir.

You may also like