DEHB’li Bir Bireyin Ebeveyni Olmak

tarafından Bedia Kalemzer KARACA
0 yorum

Çocuğun anne ve babasıyla kurduğu ilişki dışarıdaki dünya ile kuracağı ilişkinin temelini oluşturur. Ebeveyn çocuk ilişkisi, insanın yaşamında bu kadar önemli bir yer edinirken DEHB’li çocukların ebeveynleri ile ilişkileri daha da önem arz etmektedir. DEHB’li çocuklar, yaşıtlarından farklı bir süreci deneyimlerken ebeveynlerde diğer ebeveynlere kıyasla farklı süreçlerden geçerler. DEHB’li bir çocuğu büyütmek çoğu zaman zorlu deneyimleri de içinde bulunduran uzun bir yolculuktur. Aileler çocuklarının yaşıtlarından farklı olması, uyum zorlukları, davranış problemleri, akademik zorluklarla karşı karşıya kaldıkları bu süreçte zamanlarının, enerjilerinin ve ekonomik imkânlarının büyük bir çoğunluğunu çocuklarına ayırırlar. DEHB’li çocuklar, yaşıtlarına göre daha fazla desteğe ve kolaylıkla başa çıkılabilen görevleri yerine getirebilmek için çok daha fazla talimata ve hatırlatmaya gereksinim duyarlar. Ebeveynler, zorlu ve belki de daha önce hiç haberleri olmayan bir durum çerçevesinde çocuk büyütürler. Süreci yönetememek ya da bu süreci yönetmenin tek bir ebeveyne kalması eşler arasında çatışmalara neden olarak olumsuz bir ev iklimine sebebiyet verebilir. Neredeyse her çocuk, anne ve baba için bir stres kaynağı oluştururken gelişimsel süreçlerde zorlukları olan çocukların anne babalarında ebeveyn stresi daha çok görülmektedir. Yapılan araştırmalarda DEHB’nin de içinde olduğu çeşitli nörogelişimsel bozukluk tanısına sahip olan çocukların ebeveynlerin yaşadıkları stresin normal gelişim gösteren çocukların ebeveynlerine kıyasla daha fazla olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Craig, 2016). Başka araştırmalarda da ebeveynlerin çocuklarının bakımından dolayı yaşadıkları aşırı stres ile birlikte çevreden yeterince destek alamamaları sonucunda tükenmişlik yaşadıkları sonucuna varılmıştır. Çocukların yaşadığı zorluğun toplum tarafından kabul görmemesi, olumsuz hitaplar, etiketler ve konuşmalar neticesinde hem aileler hem de çocuklar olumsuz duygular yaşarlar. Aileler, çocuklarına karşı dışarıdan gelebilecek bu tarz davranışlara koruyucu tutum gösterebilmekte ve sosyal çevre tarafından anlaşılmadığını, kabul görmediğini düşünerek sosyal çevreden kendilerini izole edebilmektedirler. Hal böyle olunca DEHB’li çocukların ailelerinin sosyal desteğe duydukları ihtiyaç yadsınamaz. İşlevsel sosyal destek sistemleri hem ailelerin ruhsal sağlığı hem de çocukların gelişimi bağlamında büyük öneme sahiptir. Şunu unutmayın çocuğun psikolojik sağlığı ve beden sağlığının korunmasının ön koşulu ebeveynlerin psikolojik sağlığı ve beden sağlığının yerinde olmasıdır. Bu süreçte ebeveyn kendini ihmal etmemeli doğru bilgi kaynaklarına ulaşmaktan kendini alıkoymamalıdır. Ebeveyn hem çocuğu hem de kendi için araştırma yapar ve destek ararken bilgi kaynaklarının güvenilir ve bilimsel temelli olduğuna emin olmalıdır.

1.Craig, F., Felicia, F., Giacomo, A. D., Margari, L., Frolli, A., Conson, M. et al. (2006). Parenting stress among parents of children with Neurodevelopmental Disorders. Psychiatry Res, 242,121–9.

2.Özten Özsoy, E. ve Karaca, B. K. (2023). Erişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanı, tedavi ve yaşama yansımaları. Ankara: Nobel Yayınları.

You may also like